Son zamanlarda, ABD Merkez Bankası Başkanı Powell, muhtemel faiz indirimine dair sinyaller verdi ve bu durum piyasalarda geniş bir ilgi uyandırdı. Şu anda, ABD Merkez Bankası'nın faiz oranı aralığı %4.25-%4.50 seviyesinde kalmakta, ancak piyasa Eylül ayında faiz indirimi olasılığını %91.3'e kadar çıkardı.
Bu beklenti, birkaç ana faktöre dayanmaktadır: Öncelikle, Temmuz ayındaki tüketici fiyat endeksi (CPI) yıllık %2.7 artış gösterirken, temel CPI %3.1'dir ve konut maliyetleri yalnızca %0.2 artmıştır. İkincisi, istihdam pazarında soğuma belirtileri görülmektedir; Temmuz ayında eklenen istihdam sayısı yalnızca 73,000 olup, işsizlik oranı %4.2'ye yükselmiştir.
Fed'in politika değişikliğine gitme olasılığı artıyor. Piyasa, Eylül ayında faiz oranlarını 25 baz puan düşürme olasılığının %90'dan fazla olduğunu öngörüyor. Yeni politika çerçevesi, fiyat istikrarı hedefine daha fazla vurgu yapabilirken, istihdam piyasasındaki düşüş ile tarifelerin yarattığı enflasyon riski arasında denge sağlamaya ihtiyaç duyulacak. Dikkate değer bir şekilde, Fed geçmişte enflasyonu kontrol altına almak için acil faiz indirimleri veya agresif faiz artırımları gibi önlemler almıştır.
Bu politika değişikliği, finansal piyasalar üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Hisse senedi piyasası bir günde %1.35-%1.62 arasında bir artış gösterebilirken, dolar endeksi %0.78 düşebilir. Ancak, Fed'in kademeli bir ayarlama stratejisi benimsemesi ve çekirdek CPI ile işsizlik oranındaki değişiklikleri dikkatle takip etmesi muhtemeldir.
Geleceğe bakıldığında, 2025 yılı sonuna kadar toplam faiz indirimi 50-75 baz puana ulaşabilir. Ancak, yatırımcılar gümrük politikası değişikliklerinin getirdiği belirsizliklere karşı dikkatli olmalıdır. Genel olarak, ABD Merkez Bankası'nın politika yönü ekonomik veriler ve küresel durumdan etkilenmeye devam edecek, bu nedenle gelecekteki karar alma süreçlerine sürekli olarak dikkat edilmesi gerekmektedir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
14 Likes
Reward
14
3
Repost
Share
Comment
0/400
BanklessAtHeart
· 08-25 16:15
düşüş böyle olunca daha neyi bekliyorsunuz, hızlıca dipten satın al
Son zamanlarda, ABD Merkez Bankası Başkanı Powell, muhtemel faiz indirimine dair sinyaller verdi ve bu durum piyasalarda geniş bir ilgi uyandırdı. Şu anda, ABD Merkez Bankası'nın faiz oranı aralığı %4.25-%4.50 seviyesinde kalmakta, ancak piyasa Eylül ayında faiz indirimi olasılığını %91.3'e kadar çıkardı.
Bu beklenti, birkaç ana faktöre dayanmaktadır: Öncelikle, Temmuz ayındaki tüketici fiyat endeksi (CPI) yıllık %2.7 artış gösterirken, temel CPI %3.1'dir ve konut maliyetleri yalnızca %0.2 artmıştır. İkincisi, istihdam pazarında soğuma belirtileri görülmektedir; Temmuz ayında eklenen istihdam sayısı yalnızca 73,000 olup, işsizlik oranı %4.2'ye yükselmiştir.
Fed'in politika değişikliğine gitme olasılığı artıyor. Piyasa, Eylül ayında faiz oranlarını 25 baz puan düşürme olasılığının %90'dan fazla olduğunu öngörüyor. Yeni politika çerçevesi, fiyat istikrarı hedefine daha fazla vurgu yapabilirken, istihdam piyasasındaki düşüş ile tarifelerin yarattığı enflasyon riski arasında denge sağlamaya ihtiyaç duyulacak. Dikkate değer bir şekilde, Fed geçmişte enflasyonu kontrol altına almak için acil faiz indirimleri veya agresif faiz artırımları gibi önlemler almıştır.
Bu politika değişikliği, finansal piyasalar üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Hisse senedi piyasası bir günde %1.35-%1.62 arasında bir artış gösterebilirken, dolar endeksi %0.78 düşebilir. Ancak, Fed'in kademeli bir ayarlama stratejisi benimsemesi ve çekirdek CPI ile işsizlik oranındaki değişiklikleri dikkatle takip etmesi muhtemeldir.
Geleceğe bakıldığında, 2025 yılı sonuna kadar toplam faiz indirimi 50-75 baz puana ulaşabilir. Ancak, yatırımcılar gümrük politikası değişikliklerinin getirdiği belirsizliklere karşı dikkatli olmalıdır. Genel olarak, ABD Merkez Bankası'nın politika yönü ekonomik veriler ve küresel durumdan etkilenmeye devam edecek, bu nedenle gelecekteki karar alma süreçlerine sürekli olarak dikkat edilmesi gerekmektedir.