Küresel faiz indirim döngüsü başladı, Kripto Varlıklar piyasası yakında baharını yaşayacak

Mevcut makroekonomik koşullar altında, Kripto Varlıklar yatırım stratejileri yeni fırsatlarla karşı karşıya. Bazı merkez bankalarının faiz oranlarını düşürmesiyle, Kripto Varlıklar piyasasının yaz aylarındaki durgunluktan kurtulması ve yeni bir boğa piyasasının kapıda olduğunu göstermesi bekleniyor. 2009'dan bu yana, Bitcoin ve diğer Kripto Varlıklar geleneksel finansal sisteme karşı güçlü bir araç olmuştur. Mevcut makroekonomik değişim bağlamında, Bitcoin ve diğer Kripto Varlıklar üzerinde aktif bir şekilde alım yapmak akıllıca bir seçim olabilir, çünkü piyasanın güçlü bir sıçrama yapması muhtemel.

Dolar-Yen döviz kuru, makroekonomik eğilimleri gözlemlemek için önemli göstergelerden biridir. Yen'i güçlendirmek için olası bir çözüm, ABD Merkez Bankası'nın yeni basılan doları Japonya Bankası ile sınırsız miktarda yen ile değiştirmesidir. Bu, Japonya Bankası'nın Japonya Hazine'sine, küresel döviz piyasasında yen satın almak için yeterli dolar fonu sağlamasına olanak tanıyacaktır.

Bu plan etkili olabilir, ancak şu anda G7 merkez bankalarının başka bir stratejiyi tercih ettikleri görülüyor: piyasanın yen ile dolar, euro, sterlin ve Kanada doları arasındaki faiz farkının zamanla daralacağına inanmasını sağlamak. Eğer piyasa bu beklentiyi kabul ederse, yen alacak ve diğer para birimlerini satacak, böylece yenin güçlenmesini sağlayacaktır.

Bu hedefe ulaşmak için G7 ülkelerinin merkez bankaları (Federal Rezerv, Avrupa Merkez Bankası, Kanada Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası) yüksek politika faiz oranlarını düşürmelidir. Japonya Merkez Bankası'nın politika faizi yalnızca %0.1 iken, diğer ülkelerin faiz oranları %4-5 civarındadır. Para birimleri arasındaki faiz farkı döviz kurlarını etkileyen temel faktördür.

2020 Mart'tan 2022'nin başına kadar, dünya genelindeki ana ekonomik güçler gevşek para politikaları uyguluyordu. Ancak enflasyon sorunu elit sınıfın göz ardı edemeyeceği kadar ciddi hale geldiğinde, Japon Merkez Bankası hariç, Yediler Grubu merkez bankaları aktif olarak faiz artırmaya başladı.

Japonya Merkez Bankası'nın faiz artırmamasının nedeni, Japonya devlet tahvillerinin %50'sinden fazlasını elinde bulundurmasıdır. Faiz oranları düştüğünde, tahvil fiyatları yükselir ve Japonya Merkez Bankası'nın bilançosu daha sağlıklı görünür. Ancak Japonya Merkez Bankası faiz oranlarının yükselmesine izin verirse, tahvil fiyatları düşer ve bu yüksek kaldıraçlı merkez bankası büyük kayıplar yaşayacaktır.

Bu nedenle, faiz farkını daraltmak istiyorsak, tek seçenek, yüksek politika faizine sahip merkez bankalarının faiz oranlarını düşürmesidir. Geleneksel merkez bankası teorisine göre, enflasyon hedefin altında olduğunda faiz indirmek mantıklıdır. Ancak şu anda Yediler Grubu ülkelerinin enflasyon oranları genel olarak %2 hedef seviyesinin üzerindedir.

Yine de, bu hafta Kanada Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası, enflasyon hedefin üzerinde olmasına rağmen faiz indirimini tercih etti. Bu hareket, şu anda daha gevşek bir para politikası ile başa çıkılması gereken belirgin bir finansal dalgalanma olmadığı için mantıkla çelişiyor gibi görünüyor.

Bu sıra dışı davranışın arkasında, Japon yeninin zayıflığına yanıt verme amacı yatıyor olabilir. Eğer yen güçlenemezse, Çin muhtemelen ana ihracat rakibi Japonya'nın düşük fiyatlı yenine uyum sağlamak için değer kaybeden yuanı serbest bırakabilir. Bu durum, ABD tahvillerinin satılmasına yol açabilir ve ABD'nin hakim olduğu küresel finansal sistemi tehdit edebilir.

Yapılacak olan G7 zirvesi piyasa üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Yen'i güçlendirmek için herhangi bir koordineli para veya tahvil piyasası işlemi duyuracaklar mı? Yoksa Japonya Merkez Bankası dışındaki diğer merkez bankalarının faiz indirimine başlaması gerektiği konusunda sessiz kalıp hemfikir mi olacaklar? Bu soruların cevapları toplantı sonrası bültende dikkat çekilecek.

Amerikan Merkez Bankası'nın, Kasım ayındaki Amerikan başkanlık seçimlerine yaklaşırken faiz indirimine başlayıp başlamayacağı önemli bir soru. Genellikle, Amerikan Merkez Bankası seçimler yaklaşırken politika değiştirmez. Ancak mevcut özel siyasi ortamı göz önünde bulundurarak esnek düşünmeyi sürdürmemiz gerekiyor.

Eğer Fed, yaklaşan Haziran toplantısında beklenmedik bir şekilde faiz indirimine giderse, dolar-yen kuru büyük ölçüde düşebilir ve yen değer kazanabilir. Ancak, mevcut siyasi iklim ve kamuoyu yoklamaları göz önüne alındığında, Fed'in faiz indirme olasılığı pek yüksek görünmüyor. Temel beklentim, Fed'in mevcut politikayı değiştirmeyeceği yönünde.

Önümüzdeki birkaç hafta içinde, ülkelerin merkez bankalarının politika toplantıları peş peşe gerçekleştirilecektir. Piyasa, çoğu merkez bankasının politika faiz oranlarının sabit kalacağına dair genel bir beklenti içinde olsa da, Kanada Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimleri göz önüne alındığında, daha fazla beklenmedik faiz indirim kararlarının olasılığını dışlayamayız.

Bu hafta Kanada Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirme hamleleri, küresel para politikalarının değişiminin başlangıcını işaret ediyor olabilir ve bu durum Kripto Varlıklar pazarının durgunluktan çıkmasına yardımcı olabilir. Bu, daha önce beklediğim temel senaryo olmasa da, şu anda Kripto boğa piyasasının beklenenden daha erken gelebileceği görünüyor.

Bu makro ortamda, Bitcoin ve diğer kripto varlıklara yatırım yapmak akıllıca bir hareket olabilir. Token ihraç etmeyi düşünen projeler için şimdi belki de iyi bir zaman. Stabil coin tutan ve yüksek getiriler elde eden yatırımcılar, bazı fonlarını potansiyeli olan kripto varlıklara yeniden dağıtmayı düşünebilir. Piyasa her zaman belirsizliklerle dolu olsa da, mevcut makro ortam kripto varlık piyasasında yeni bir yükseliş için koşullar yaratıyor gibi görünüyor.